Kıymetli okurlarım, Tarih kokan sokakları, bereketli toprakları ve eşsiz doğasıyla Akdeniz’in incisi Mersin’in güzide ilçesi Tarsus’taydım. Uluslararası Altın Elma Ödül Töreni için bu güzel şehre gazeteci kimliğimle davet edilmiştim.
Ancak bu ziyaret, yalnızca bir törene katılmaktan ibaret olmadı. Yüreğime dokunan bir insanla, bir “Tarsus Beyefendisiyle” tanışma fırsatıydı bu aynı zamanda.
Tarsus’un adını dünya sahnesine gururla taşıyan bir isim Hüseyin Kurtoğulları. 43 yıldır turizmde var gücüyle çalışan, memleketine olan sevgisini işine yansıtan, adeta toprağını tanıtmak için nefes alan bir Anadolu evladı. Onunla ilgili konuşurken sadece bir iş insanından değil, bir gönül insanından bahsediyoruz.
Plan Tours’un kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak; karada, denizde, havada düzenlediği sayısız turla milyonlara İstanbul’u sevdiren bu isim, bugün geldiği noktada hâlâ ilk günkü heyecanla çalışıyor. Ama en büyük hayali hep aynı kaldı: Memleketi Tarsus’un dünya tarafından tanınması, hak ettiği değeri bulması.
Bu hayali için gecesini gündüzüne kattı. Yorulmadı, pes etmedi. Sonunda da başardı. FIJET ve TYGD iş birliğinde düzenlenen törende Altın Elma ödülünün 2025 yılı için Tarsus’a verilmesini sağladı. Ve bu törende dünyanın dört bir yanından, 12 farklı ülkeden gelen konuklara ev sahipliği yaptı. Tarsus’un kalbinde, kendi yüreğinden kopan samimiyetle ağırladı misafirlerini.
Onun hikâyesi sadece başarılarla dolu bir kariyer değil; aynı zamanda bir sevdanın, memleket aşkının hikâyesidir.
Tarsus Amerikan Koleji’nden mezun olduktan sonra Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi’nde mimarlık eğitimi aldı. Üniversite yıllarında turizme gönül verdi. Marmara Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptı, TÜRSAB yönetiminde görev aldı. Gençlerin önünü açmak, onlara alan tanımak için görevinden ayrıldı, ama durmadı. Dünyaca ünlü City Sightseeing’in Türkiye temsilciliğini aldı, Plan Tours ve İstanbul Vision gibi önemli turizm markalarının kurucusu oldu.
İngilizce bilen, vizyoner, ileri görüşlü bir adam Hüseyin Bey. Ama bunların ötesinde, onu özel kılan başka bir şey var: Yüreği.
Eşi Ülkü Hanım’la örnek bir evlilik sürdüren, kızları Ebru ve Sırma ile hem aile bağlarını hem iş hayatını paylaşan, torunlarının gözünde bir kahraman olan bir baba. Ve bizler için ise adı gibi bir “Babacan”.
Her zaman prensip sahibi, duruşuyla kendine saygı uyandıran bir beyefendi. Ama o sert gibi görünen bakışların ardında kocaman, sevgi dolu bir yürek saklı. Merhametiyle, insan sevgisiyle, alçak gönüllülüğüyle gönüllerde iz bırakan bir insan o.
Benim gözümde o; sadece Tarsus’un değil, bu ülkenin de “Babacan”ıdır.
Sana helal olsun Hüseyin Kurtoğulları. İyi ki varsın. İyi ki bu toprağın evladısın.
Saygılarımla...